14 Ağustos 2014 Perşembe

keşkeden bir gün...

Denize bakarken gülümsüyordu.
Aslına bakarsanız gülümsemediği bir anı yakalamak çok zordu.

yanlış vapura bindiğinin farkında olmadan -ki bunu öğrendiğinde de pek umursamadı- sadece ufka, maviye bakıyor, dalgaların kayıp gitmesinden aldığı keyif gözlerinde parlaklık olarak dışa yansıyordu.

gözlerinin içine dikkatlice bakabilseniz,  şarkılar, kitaplar, bütün renkler... dünyada "güzel" olarak nitelenen ne varsa orada olduğuna ikna olurdunuz.

...

8 Şubat 2014 Cumartesi

belki de maymun insandan gitti...

çok zaman önceydi. nefes almak için nefes alır ve gerisini umursamazdık. bunu korumayı başaramadık. nefes almaktan önemli işlerimiz oldu. aslında olmadı da biz öyle sandık. öyle olduğunu söylediler. biz de inandık...

artık kendimize sorunlar yaratmakta çok iyiyiz. çözümleri düşünmektense deli gibi sorunlara odaklanıyoruz.

hayatı bir yarışa çeviriyoruz. "ben kazandım" demek için sanki her şey.

bir bankta oturmanın tadını çıkarmıyoruz artık. yediğimiz simitin düşen susamlarına -bizden zarar görmeyeceğini umarak- yanaşan serçeler kadar cesur da değiliz.

küçücük hayatlarımız var ama hayallerimiz daha küçük. paylaşmayı hayal etmiyoruz da, o araba benim olsa diyoruz. şu evi bir alsam falan...

gerçekten aşık olmayı umursamıyor kimse, evde kalıp kalmadığın önemli -e yaşın geldi artık-

sevişmeyi masum bir eylem olarak göremiyoruz...

evrim basamağında maymunu geçmiş olabiliriz belki, ama onların insanlığı bizden daha ileri