17 Temmuz 2010 Cumartesi

zaman arada bir yavaşlar, ama ben hep o aralarda dolaşırım.

ufuk çizgisiyle ortadan ikiye kesilmiş gökyüzü ve deniz, gülen, sohbet eden, bir yerlere aceleyle giden, ya da ayaklarını iskeleden sarkıtıp oturan insanlar...
o kadar güzel bir manzara ki.

Oysa sorunun hep sizde olduğunu düşündüm ben,
samimiyetsizdiniz....
sizinle konuşurken gözlerinize baktığımda anlattığınız yüzeysel şeylere inanmamı bekleyen bir ifade görebiliyordum sadece...
ya ben çok samimiyetsizim, kötü biriyim, şekilciyim ve herkesi kendim gibi sanıyorum.
ya da siz gerçekten samimiyetsizsiniz...

Her iki durumda da iyi hissetmeyeceğim kesin.
eğer sorun bendeyse, eskiden mutlu biriydim... hatırlıyorum.
neler oldu da bu hale geldim?
nasıl oluyor da hiç birşey hissedemiyorum şimdi?

ne düşündüğünüzü biliyorum. bunu kendime yine benim yaptığımı söyleyeceksiniz, yeteri kadar çabalamıyorsun kendine ve insanlara şans vermiyorsun...
Dışarı çık, birileriyle tanış hayatındaki birşeyleri değiştir diyeceksiniz.

Ve sanırım en ironik kısmı insanların benim yalnıztan gerçekten hoşlandığımı sanıyor olmalarıdır...

oysa sadece mecburum...

Bazen,
bazen birinin hayalini kuruyorum...
benim gibi olmayan birinin...

Yalnız hissettiğim günler koleksiyonuma çok esaslı bir tane daha ekledim.

2 yorum:

  1. hep loş hep boş.

    YanıtlaSil
  2. tanıdk hem de pek aşikar duygu silsileleri canlandı gözümde..(:

    YanıtlaSil