12 Şubat 2009 Perşembe

peynirli tombi...

ayaklarımı görüyorum, buz gibi suyun içinde buruşmuş gibi duruyor derim, işaret parmağım baş parmağıma küsmüş yıllar önce, hep diğer tarafa bakıyor...
neyse
çok soğuk ... su yani... çok soğuk.. diken gibi batıyor sanki...
yürüyorum... ayaklarımı izliyorum... bir dalga çarpıyor köpükleriyle, üzerinden geçiyor ayağımın... artık sadece bileğim görünüyor.... sonra çekiliyor gidiyor yine kumlar, üşüyor ayağım...
işaret parmağım hala baş parmağıma küs...

bikaç küçük çakıl taşı bedava yolculuk yapıyorlar...
gökyüzünde iki martı bana bakıyor...
acıyorlar sanki... yalnızlığıma mı .?...
uçamadığım için belki de...

uçabilsem nerelere giderdim... bilmiyorum ama hiç konmazdım...
acıkınca vapurların etrafında dolanmak var nasılsa...

sonsuz uzun bi sahil... bi yerden kesiliyor...
sen uzakta duruyorsun.... adımlar atıyorum
saçların rüzgarda savruluyor...
bana bakıyorsun....
kollarını kavuşturmuş...

senin de ayakların denizde...
seninkiler de üşüyor...
yürüyorum ama hep oradasın..
aynı mesafe

ama ayaklarımız aynı denizde...
ve aynı ürperti vücutlarımızda ayaklarımızdan yayılan...
ayak parmaklarıma bakıyorum...
bembeyaz... yanyanalar ama işaret parmağım hala küs... baş parmağıma....

1 yorum: