13 Mayıs 2011 Cuma

Hangi insan yapmıyor ?

Hangi insan yapmıyor ?

kendi doğrularını doğru kabul edip diğer insanları hayatı
bilmemekle, boş bir hayat yaşadığını sanmakla suçlamıyor ?

bunun bir ölçütü var mı ki ?

hayatmetre mi?

nedir bir insanı hayata doğru baktığına inandıran şey ?

eserler bırakmak mıdır ? başka insanları etkilemek midir ?, bir
amaca inanıp peşinden gitmek midir ?

doğruyu kim belirliyor ? adalet kavramı nedir ?

toplumsal olarak ayıp, ya da suç saydığımız şeyler var,

birbirimize zarar verdiğimizde çeşitli yasalarla bunu
engelleyebiliyoruz. medeniyet diyor binlerce kural koyuyor, sonra
bunları yapmanın "doğru" olduğunu sonucuna varıyoruz.

ben de bu kurallar içinde yaşıyorum, ister istemez kalıplarım var.
düşünceleri, kalıpları delmek demek, başka kalıplara girmekten başka
bir anlam taşıyor mu peki ?

bir an buna inanıyorduk, sonra şuna inanır olduk...

birilerinin düşüncelerinin doğruluğuna inanmak, o düşünceleri doğru
yapıyor mu gerçekten? hangi fikir sadece senin??

bilinen 15 bin yıllık modern insan tarihinde fikirler fikirleri
oluşturmadı mı ?

emin olduğumuz herkesin ortak görüşü belki de bir tek "insanlara
bilinçli zarar vermek/öldürmek kötüdür".

Ya bazıları kendini insanları öldürerek yardım ettiğine
inandırmışsa ?

ne düşünürseniz düşününün sizin kendi doğrunuzdur. mutlaka birinin
başka fikri olacaktır. başka fikirlere sırf size yanlış geliyor diye
kızmak da ahmaklıktır.

5 milyar olduğu tahmin edilen dünya tarihinde, 15 bin yıldır varlığı
bilinen insanın kendini bir bok sanması çok komiktir.
5 milyar dedikleri zamanın 3 milyarında dünya soğumuş yaşanacak bir
hal almış olsa bile, 2 milyar yıllık organizma geçmişinde,15 bin
yıllık bilinen insan tarihi, düşüncesi, eseri, bir göz kırpma zamanı
kadardır...

2 milyarın büyüklüğünü anlamanız için şöyle söyleyeyim, saniyede bir
rakam saysanız 2 milyara ulaşmanız 65 yıl civarı sürer.

insan hayata anlam yüklemek zorunda hisseder kendini, "boşuna
yaşamıyoruz, hayır hayır öyle değil" demek, anlamlı birer canlı
olduğumuzu düşünmek isteriz, bu lanet mi lütuf mu çözebilmiş
değilim.

bu hayatın bir anlamı olmasının sebebini de öldükten sonraki
yaşama bağlarız, burada iyi bir insan olduğunuz için öbür tarafta
ödüllendirileceğinize inanırız, nihayetinde bir amacın peşinde
koştuğumuzda faydalı hissederiz, bu din ya da siyaset olabilir.

hayaletlere inanmamak için onlarla ilgili yazılmış kitapları okumaya
ihtiyacınız yoktur bu arada.
şimdi gidin bişeyler başardığınıza inanın isterseniz.
ben heykeller yaptım, medeniyetler kurdum, dokunmatık cep telefonu
icat ettim deyin sevinin, yaşamın bir amacı olduğuna inanın. ama
ne olursa olsun, yine sizin, sizin için kurgulamış olduğunuz mesleklerden veya
yaşamlardan birini seçip, sonunda hayata gözlerinizi yumacaksınız,
öbür tarafta birşey var mı ? meçhul.

bütün bunlar "bence".

düşüncemi ister beğenir ister beğenmezsiniz, "bence" subjektiftir.
(bazıları birilerinin "bence" yorumlarına katlanamaz, sığlık olarak
algılar, sanki hayatında hiç sırrı yokmuş. bay/bayan doğruymuş gibi)

ve "bence" rolünüz ne olursa olsun mutluysanız kendiniz için doğru
olanı yapmışsınızdır.

dünya'yı evrende birey olarak hayal edersek siz sadece bu
yüzbinyılın modası olabilirsiniz, topluca yok olacak ve nasıl olsa
bunun önüne geçemeyeceksiniz.

bol bol gülümseyin, 15 bin yıldır birbirinize bok atıyorsunuz
sıkılmadınız mı ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder