25 Haziran 2012 Pazartesi

babam öğretmen benim...

belki de benim lanetim budur...
ben aşkla büyüdüm...
annem babama 16 yaşında kaçmış 17 sinde beni doğurmuştu

annem ailesini karşısına almış
babama kaçmış...

sonra düğünde barışmışlar aileler..
önce babanemlerle yaşamak zorunda kalmışlar
sıkıntılar çekmişler...
kavgalar da etmişler tabi...
bilmiyorum ama o zamanın baskısı mıdır sadece aşk mı
kopamamışlar birbirlerinden...

çocukların önünde birbirine sevgi göstermeyen çiftlerden değildi bizimkiler (belki artık normal ama o dönemde ve küçük bir kasabada farklı yürürdü işler)
dudak dudağa öpüşmeyi filmlerden önce anne babamdan gördüm ben...
babam uzun süre yurt dışında görev yaptı 5 yıl kadar...

ev sorunları yüzünden bizi götüremedi oraya 17 yaşındaydım o zamanlar
yani bizimkilerin evliliklerinin 18. yılıydı  babamın çekmecesinde, birşey ararken
bi öbek zarf buldum birbirlerine aşk mektupları yazıyorlardı...

evliliklerinin 18. yılında ve hala
aynı özlemle...
aynı şevkle...
bir çok kez kavga ettiler... bir çok kez...
ama birbirlerinin herşeyleriydi ve birbirlerini böyle kabul ediyorlardı...

ve hala...

annem bazen kızını özleyip
bize geldiğinde...
beni de özler tabi ayrı (:

babam filyos ta kalmışsa...
annemi çok özler...
bir kere hatırlıyorum
annem le ilay sinemadaymış
telefonu açamamışlar babam beni aradı...
ve ses tonunda alt dudağını uzatıp konuşan bir çocuk vardı...
annen telefonumu açmadı bişey mi var diyen
54 yaşında bir çocuk

ben aşkı böyle gördüm... böyle öğrendim
kalıplaştı belki...
ilişkilerimde de saçmalama hakkı istedim...
bırakıp gidilememeyi istedim.
tıpkı annemle babamdan öğrendiğim gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder