8 Ağustos 2010 Pazar

ve filyos...

uzun bir gece yolculuğu sonunda, beni filyos' a götürecek trene bindim... çok yorgun hissettiğim halde, vagonun pencerelerinden mavi mavi gülümseyen deniz bana enerji vermişti...

Saat 7:45'de parlak bir sabahta elimde çantam boş filyos sokaklarında evime doğru yürüdüm... Ciğerlerimi denizin kokusuyla dolduruyordum...

Ailemle güzel bir kahvaltı yaptık, sahile indim birkaç eski arkadaşı gördüm, yüzdüm.

İkinci sabaha uyandım az önce.
Kitaplığımı karıştırırken dışı kara ve yıpranmış küçük bir not defteri -ona bağlı birsürü anıyla birlikte- gözüme çarptı. Önce açmamayı düşündüm. geçmişi hatırlamak ne kazandırabilirdi ki...

Hem bu defteri askerdeyken tutuyordum. Muhtemelen saçmalamıştım o ruh haliyle...

İlk sayfayı çevirdim. Bu şeyleri yazdığım anların çoğunu bile hatırlamıyordum ama. Özlerken yazılmış cümlelerimi görüyordum.

Bahsettiğim tek bir isim, özlemekle yan yana kullandığım bir çok an vardı...

o dönemde aşıktım, ve her cümlemde farkediliyordu..

Ne kadar çok sevebilmişim ben öyle, nasıl da aşıkmışım...

şimdi buna tepkim sadece "vay be"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder